ANONİM ŞİRKETLERDE İMTİYAZLI PAYLAR:
TTK329: Anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara
bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan
şirkettir.
Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve
şirkete karşı sorumludur.
Anonim şirket esas sözleşmeyle
kurulur, ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır. Pay sahibi ortaklar
sermaye getirir ve getirmeleri karşılığında ortak olup şirketin karından pay
alır. Getirdikleri sermayenin değeri kardan alacakları payı belirler. (oransallık) Sermayenin bütünü esas
itibariyle ortakların şirkete olan borcudur. Şirketin bu anlamda öz varlığıdır.
Sermayeyi getirme borcu altına girenlerin bunun karşılığında elde ettikleri
malvarlığı değeri paydır. Anonim şirketin malvarlığı sermayedir, anonim
şirketlerin payları sermayeye dâhil değildir, sermaye karşılığında çıkarılmış
ayrı bir değerdir. O değer ortaklara aittir. Paylar ayrı bir mal varlığı değeri
olarak anonim şirketin işleyişinden bağımsız şekilde el değiştirir, hukuki
işlemlere tabi olur. Ancak anonim şirketin değerine göre değerlenir.
Anonim şirkette esas sözleşmede aksi yönde özel bir düzenleme yoksa bütün paylar olağan durumda adi paylardır. Anonim ortaklıkta kural olarak her pay, sahibine aynı nitelikte haklar sağlar ve borçlar yükler. Buna paylar arasında eşitlik ilkesi denir. Anonim ortaklıkta temel kural eşitlik ilkesi olmakla birlikte, bu ilkenin önemli bir istisnasını TTK m478 oluşturur.
TTK
m.478: İlk esas sözleşme ile veya
esas sözleşme değiştirilerek bazı paylara imtiyaz tanınabilir.
İmtiyaz; kâr payı, tasfiye payı, rüçhan ve oy hakkı gibi haklarda, paya tanınan üstün bir hak veya kanunda öngörülmemiş yeni bir pay sahipliği hakkıdır.
Anonim ortaklıkta, bazı paylara, pay sahipliği haklarında diğer paylara göre daha fazla veya öncelikli haklar sağlanabilir. Yani anonim ortaklıkta imtiyazdan söz edebilmek için, kural olarak bir pay veya pay grubunun, diğer paylara oranla pay sahipliği hakları bakımından farklılıklara ve üstünlüklere sahip olması gerekir.
§ İmtiyaz
kural olarak pay sahipliği haklarında söz konusu olur.478/II’de yapılan sayım
sınırlı değildir. Emredici kurallara ve anonim ortaklığın temel ilkelerine
aykırı düşmedikçe, bütün pay sahipliği haklarında imtiyaz yaratılması
mümkündür.
§ İmtiyazların
diğer bir özelliği, kural olarak paya bağlı olmalarıdır. İmtiyaz paya
tanınır, pay sahiplerine tanınmaz. Dolayısıyla pay devredilirse, imtiyaz da
devralana geçer. Yoksa burada pay sahibinin şahsına bağlanmış bir haktan söz
edilemez.
İmtiyazların paya bağlanması
ilkesinin önemli bir istisnasını TTK 360’da düzenlenen, belirli grupların
yönetim kurulunda temsil edilmesine ilişkin düzenleme teşkil etmektedir. Bu
düzenlemede kanun koyucu, belirli pay gruplarına, özellik ve nitelikleriyle
belirli bir grup oluşturan pay sahiplerine ve azınlığa ortaklık ana
sözleşmesiyle yönetim kurulunda temsil edilmek hakkı tanınabileceğini ve böyle
hak tanınan payların imtiyazlı sayılacağını düzenlemiştir.
§ İmtiyazların
ortaklık ana sözleşmesinde öngörülmesi zorunludur. İmtiyaz, ilk esas sözleşme
ile tanınabileceği gibi, sonrasında esas sözleşme değişikliği ile de
tanınabilir. Sözleşme değişikliğiyle imtiyazlı yeni paylar çıkarılabileceği
gibi, mevcut paylar imtiyazlı hale getirilebilir. Ortaklık ana sözleşmesinde
hüküm bulunmadıkça, tüm pay sahiplerinin oybirliğiyle dahi olsa, genel kurul
kararıyla imtiyazlı pay ihraç edilmesi olanağı yoktur. Sonradan sözleşme
değişikliği yapmak suretiyle imtiyazlı pay yaratılırken, TTK421/III-b düzenlemesindeki
ağırlaştırılmış yeter sayılar aranır. Buna göre sözleşme değişikliğiyle
imtiyazlı pay oluşturulması için, sermayenin en az yüzde yetmiş beşini
oluşturan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oyuna ihtiyaç vardır.
İlk toplantıda bu yetersayılara ulaşılamazsa, izleyen toplantılarda da aynı
yetersayılar aranır.
§ Ana sözleşmede sadece imtiyaz yaratılabileceğine ilişkin soyut bir hükmün yazılması yeterli değildir. Aksine imtiyazın konusu, niteliği, koşulları ve sınırlarının açıkça gösterilmesi gerekir. Ayrıca imtiyazın hangi pay ya da pay grubuna tanındığının da hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirli olması zorunludur.
OYDA İMTİYAZ:
TTK m.479: (1)Oyda imtiyaz, eşit itibarî
değerdeki paylara farklı sayıda oy hakkı verilerek tanınabilir.
(2) Bir paya en çok on beş oy hakkı tanınabilir. Bu sınırlama, kurumlaşmanın gerektirdiği veya haklı bir sebebin ispatlandığı
durumlarda uygulanmaz. Bu iki hâlde, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki
asliye ticaret mahkemesinin, kurumlaşma projesini veya haklı sebebi inceleyip,
bunlara bağlı olarak, sınırlamadan istisna edilme kararını vermesi gerekir.
Projede yapılacak her değişiklik mahkeme kararına bağlıdır. Kurumsallaşmanın
gerçekleşmeyeceğinin anlaşıldığı veya haklı sebebin ortadan kalktığı hâllerde
istisna etme kararı mahkeme tarafından geri alınabilir.
(3) Oyda imtiyaz aşağıdaki
kararlarda kullanılamaz:
a) Esas sözleşme değişikliği.
b) İbra ve sorumluluk davası açılması.
İMTİYAZLI PAY SAHİPLERİ ÖZEL KURULU:
TTKm.454:Genel kurulun esas sözleşmenin
değiştirilmesine, yönetim kuruluna sermayenin arttırılması
konusunda yetki verilmesine dair
kararıyla yönetim kurulunun sermayenin
arttırılmasına ilişkin kararı
imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal
edecek nitelikte ise bu karar anılan pay sahiplerinin yapacakları özel
bir toplantıda, alacakları bir kararla onanmadıkça uygulanamaz.
Genel kurulun ana sözleşme
değiştirilmesine ilişkin kararının imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını
etkilemesi, kuşkusuz sadece imtiyazların kaldırılmasıyla sınırlı değildir. Ayrıca
imtiyazların kapsamlarının veya kullanımlarının sınırlanması veya koşullara
bağlanması da, imtiyazları etkiler. Pay sahiplerinin imtiyazlarını etkileyen
sözleşme değişikliklerinin işlev kazanabilmesi için, imtiyazlı pay sahiplerince
onaylanması zorunludur. İmtiyazlarını etkileyen sözleşme değişikliği
kararlarına onay vermek için imtiyazlı pay sahiplerinin teşkil ettiği kurula
kanun koyucu imtiyazlı pay sahibi özel kurulu demektedir. Bu özel kurul,
ortaklık ana sözleşmesinde imtiyazın öngörülmesiyle kendiliğinden oluşmaktadır.
Onama kararı verilinceye kadar askıda hükümsüzlük söz konusudur.
(2) Yönetim kurulu, en geç genel kurul
kararının ilan edildiği tarihten itibaren bir ay içinde özel kurulu toplantıya
çağırır. Aksi hâlde, her imtiyazlı pay sahibi yönetim kurulunun çağrı süresinin
son gününden başlamak üzere, on beş gün içinde, bu kurulun toplantıya
çağrılmasını şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret
mahkemesinden isteyebilir.
Yönetim kurulu öngörülen süre içerisinde imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunu çağrı görevini kusurlu olarak yerine getirmezse, sorumluluğu ortaya çıkar. Aynı zamanda imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunu toplantıya davet hakkını elde ederler.
İmtiyazlı pay sahibinin asliye ticaret mahkemesinden kurulun toplantıya çağrılmasını istemesi halinde; asliye ticaret mahkemesi talebi uygun görürse, çağrı için talepte bulunan pay sahiplerini mi yetkilendireceği, yoksa bu iş için TTK 412’ye kıyasen bir temsil kayyımı mı atayacağı tartışılabilir. Bu hususta TTK454’te açık bir kural yoktur. Ancak BTY 9/7’de mahkemece yetkilendirilen imtiyazlı pay sahiplerinin toplantıya çağırabileceği belirtilmiştir. Ancak bu yol pratik değildir. Çünkü imtiyazlı pay sahipleri diğer imtiyazlı ortaklarla ilgili belgelere sahip değildir ve yönetim kurulu bunlara bu belgeleri vermeyerek toplantının yapılmasını geciktirebilir. Bunun yerine TTK 412’yi kıyasen uygulamak, bir temsil kayyımı atayarak onun vasıtasıyla ve mahkeme gözetiminde imtiyazlı pay sahiplerini toplamak daha isabetli bir yoldur.
Bakanlık temsilcisinin imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunda bulunması gerekmez. Ancak imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu yurt dışında yapılıyorsa veya toplantıya çağıranlar talep ediyor ve bu talep görevlendirme makamınca uygun bulunmuşsa, bakanlık temsilcisinin de söz konusu özel kurulda bulunması zorunludur. Böyle atanan bakanlık temsilcisinin hazır bulunduğu toplantılarda bakanlık temsilcisinin de toplantıyı imzalaması gerekir. Aksi halde imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu kararı yok hükmündedir.
(3) Özel kurul imtiyazlı payları temsil eden sermayenin yüzde altmışının çoğunluğuyla toplanır ve toplantıda temsil edilen payların çoğunluğuyla karar alır. İmtiyazlı pay sahiplerinin haklarının ihlal edildiği sonucuna varılırsa karar gerekçeli bir tutanakla belirtilir. Tutanağın on gün içinde şirket yönetim kuruluna teslimi zorunludur. Tutanakla birlikte, genel kurul kararının onaylanmasına olumsuz oy verenlerin, en az nisabı oluşturan sayıda imzalarını içeren liste ile bu maddenin sekizinci fıkrası hükmü gereği açılabilecek dava için geçerli olmak üzere ortak bir tebligat adresi de yönetim kuruluna verilir. Tutanak, birlikte verilen bilgilerle beraber tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir. Bu hükümdeki şartlara uyulmadığı takdirde özel kurul kararı alınmamış sayılır.
İmtiyazlı pay sahipleri özel
kurullarının, bazı hallerde kendi haklarını etkileyen genel kurul kararlarını
onaylamak için toplantı yapmalarına gerek yoktur.
§ Genel
kurulda imtiyazlı pay sahipleri veya temsilcileri ana sözleşme değişikliğine
454/III’te öngörülen çoğunlukla olumlu oy vermişlerse, ayrıca özel toplantı
yapılması zorunluluğu ortadan kalkar.
§ Kanuna
uygun olarak çağrı yapılmış, ancak çağrıya rağmen özel kurul süresi içinde
toplanamamışsa, genel kurul kararı yine onaylanmış sayılır.
(7) Yönetim Kurulu, özel kurulun onaylamama kararı aleyhine, karar tarihinden itibaren bir ay içinde, genel kurulun söz konusu kararının pay sahiplerinin haklarını ihlal etmediği gerekçesi ile bu kararın iptali ile genel kurul kararının tescili davasını, şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açabilir. (8) İptal davası, genel kurul kararının onaylanmasına olumsuz oy kullananlara karşı yöneltilir.
Düzenlemede, yönetim kurulunun iptal davası açma hakkı oldukça
sınırlanmıştır. Yönetim kurulu ancak imtiyazlı ortakların haklarının ihlal
edilmediği gerekçesiyle dava açabilecektir. Ancak bu düzenleme hatalıdır,
olması gereken yönetim kurulunca açılan iptal davasında, özellikle imtiyazlı
pay sahiplerinin, sözleşme değişikliğini onaylamayarak diğer ortaklara ve
ortaklığa zarar vermek, onları kötü duruma düşürmek için kasten hareket edip
etmediklerinin araştırılması gerekir.
Davanın yönetim kurulunca, ortaklık adına açılması zorunludur. Mahkeme
açılan iptal davasını kabul ederse, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu kararı
geçmişe etkili olarak ortadan kalkar. Bu durumda ayrıca mahkeme, genel kurulun
sözleşme değişikliği kararının tesciline de karar verecektir.
Konuyla ilgili Yargıtay kararına göre; Somut olayda ana sözleşmenin
8. maddesinin tadil edilerek B grubu hissedarların müşterek imza ile şirketi
temsil yetkilerinin sona erdirilmesi kararının iptali istenmiştir. İmtiyazlı
paylar başlıklı TTK 478. maddede ifade
edildiği üzere, ilk esas sözleşme ile veya esas sözleşme
değiştirilerek bazı paylara imtiyaz tanınabilir. İmtiyaz; kâr payı, tasfiye
payı, rüçhan ve oy hakkı gibi haklarda, paya tanınan üstün bir hak veya kanunda
öngörülmemiş yeni bir pay sahipliği hakkıdır. Yasa maddesinde sayılan
imtiyazlar tadadi olmayıp örnek kabilinden sayılmıştır. Esas sözleşmenin
değişiklik öncesi hali değerlendirildiğinde 8. madde ile şirketin temsili
yönünde B grubu pay sahiplerine imtiyaz hakkı tanınmış olduğu anlaşılmaktadır.
Bu imtiyaz paya tanınmıştır ve B grubu pay sahiplerine
tanınan imtiyaz A grubu pay sahiplerinin oylarıyla
kaldırılamayacaktır. İmtiyazlı pay sahiplerinin hakları TTK 454. maddesiyle
koruma altına alınmış olup, şirket genel kurulunun esas sözleşmenin
değiştirilmesine dair kararı imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını
ihlal edecek nitelikte ise bu karar anılan pay sahiplerinin yapacakları özel
bir toplantıda alacakları kararla onanmadıkça uygulanamayacak ve yürürlük
kazanmayacaktır. Somut olayda da, B grubu pay sahipleri Batman Asliye Hukuk
(Ticaret) Mahkemesi'nin izni doğrultusunda İmtiyazlı Pay Sahipleri
Özel Kurulu'nu (İPSÖK) toplamış ve 23.07.2015 tarihli toplantıda esas sözleşmenin
8. maddesiyle haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek bu değişlikliği
onaylamadıklarına dair oybirliğiyle karar almıştır. İPSÖK'nun onayı olmaksızın
söz konusu değişiklik yürürlüğe girmeyeceğinden esasen Bölge Adliye
Mahkemesince, İPSÖK tarafından alınan 23.07.2015 tarihli kararın varlığı ve
geçerliliği tartışılıp değerlendirilmeksizin anasözleşmenin 8. maddesinin
değiştirilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı yönünde karar vermiştir. (YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2017/4546
K. 2019/3753)