Limited ortaklık, tüzel
kişiliği haiz bir sermaye ortaklığı olup, esas sermayesi belirli, kanunen yasak
olmayan her türlü ekonomik konuda kurulması olanaklı ve uygulamada en sık karşılaşılan
ticaret ortaklığıdır. Limited ortaklıktan ortağın ayrılması olanaklıdır. Limited
ortaklıktan ayrılma, ortaklık devam ederken, ortakla ortaklık arasındaki
ilişkinin sona ermesi demektir. Çıkma düzenlemeleri; şirketten ayrılmak isteyen
ortağı şirkette kalmak zorunda bırakmayarak kişilik haklarının korunmasına
hizmet etmektedir. Diğer taraftan ortak ve şirket açısından hukuki ilişkisinin
devamı kendilerinden beklemeyecek bir hal aldığında bu ilişkiyi devam ettirmeye
zorlanmaları şirketin işleyemez hale gelmesine ve feshine neden olabileceğinden
bu düzenlemeler şirketi de korumaktadır. Çıkma hakkı ortaklık sıfatını sona
erdirecek olması nedeniyle bozucu yenilik doğuran bir haktır.
1)Limited Ortaklıktan Çıkma ve Çıkmaya Katılma:
Limited ortaklıktan çıkma; bir
ortağın limited ortaklıktan kendi iradesiyle ayrılmasıdır. Sözleşme ile ortağa
çıkma hakkının tanınması mümkündür. Böylece ortak, tek taraflı irade beyanı ile
şirketten çıkma konusunda yetkili kılınmaktadır.
TTK638’e göre; Ortaklık sözleşmesi ortaklara ortaklıktan çıkma hakkı tanıyabilir. Ortaklık sözleşmesinde bu hak, herhangi bir şarta bağlanmaksızın mutlak olarak ortakların isteklerine bırakılabileceği gibi, hakkın kullanılması belirli şartlara da bağlanabilir.
a) Şirket
sözleşmesinde herhangi bir şart öngörülmeden mutlak bir hak olarak çıkma
hakkının tanınması halinde ortak herhangi bir sebep belirtmeden ve uyması
gereken bir şekil şartı olmadan şirketten çıkma hakkını kullanacaktır. Ancak
şartsız çıkma halinde dahi ortağın TMK m.2 uyarınca dürüstlük kuralına göre
uygun zamanlarda bu hakkını kullanması gerekir.
b) Öte yandan ortaklık sözleşmesinde çıkmanın belirli şartlara bağlanması bakımından, geniş bir hareket alanı söz konusudur. Örneğin ortağın belli bir yaşa gelmesi, belli bir ortaklık süresini doldurması, çıkma iradesinin açıklanmasında ihbar süresi öngörülmesi, şirketin kazancının belirlenen oranın altında kalması gibi nedenler çıkma şartı olarak öngörülebilir.
Çıkma hakkı, kuruluş sırasında
ortaklık sözleşmesine konulabileceği gibi, sonradan gerçekleştirilebilecek bir
sözleşme değişikliğiyle de öngörülebilir. Kuruluş sırasında sözleşmede
bulunmayan çıkma hakkı, TTK m. 589 uyarınca aksi şirket sözleşmesinde
öngörülmediği takdirde esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların
kararı ile şirket sözleşmesi değiştirilerek tanınabilecektir.
Ortağa şirket sözleşmesi ile tanınacak çıkma hakkı ihtiyari niteliktedir. Sözleşmede çıkma hakkı öngörülmemişse ortak bildirim yoluyla şirketten çıkamayacak, ancak haklı sebeple çıkma davası açabilecektir.
Çıkma hakkının kullanılması: Ortaklık sözleşmesinde ortaklara çıkma hakkı tanınmışssa, ortakların kendilerine tanınan bu hakkı kullanmak için dava açmasına gerek yoktur. Bu hak ortaklığa karşı tek taraflı karşı tarafa varması gereken ve (ortaklık sözleşmesinde özel kural olmadıkça) herhangi bir şekle tabi olmayan irade beyanıyla kullanılır. Ortaklığa karşı yöneltilmesi gereken çıkma beyanını almaya müdürler yetkilidir. Ortaklıkta birden fazla müdür var ve kanunen çifte imza kuralı uygulansa bile, burada pasif temsil söz konusu olacağından müdürlerden birine yapılan beyan geçerli olur.
Çıkma beyanı, yenilik doğuran bir hakkın kullanılması niteliğinde olduğundan şirket sözleşmesinde başka bir an belirtilmemişse kural olarak bildirimin ortaklığa ulaşması ile hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. Çıkma bildiriminin geçerlilik kazanması için şirketin kabulü gerekmez. Ancak, bildirimi alan şirket müdürleri, sözleşmesel sebeplerin gerçekleşip gerçekleşmediğini, hakkın sözleşmesel şartlara uygun olarak kullanılıp kullanılmadığını inceleyecektir. Ortaklık sözleşmesinde çıkma bakımından bazı sebepler öngörülmüş ve ortakla ortaklık arasında bu sebeplerin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda ihtilaf çıkmışsa, ortak veya ortaklık bu sebebin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda tespit davası açabilir. Burada mahkemenin vereceği kararlar bir tespit kararı olup açıklayıcı niteliktedir.
2)Haklı Sebeplerin Varlığı Halinde Şirket Ortağının Çıkma Hakkı :
Kanun koyucu 638/II’de, ortaklara haklı sebeple ve mahkeme
aracılığıyla çıkma hakkı tanımıştır. Bu düzenlemeye göre her ortak, haklı
sebeplerin varlığı durumunda, ortaklıktan çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.
Düzenlenen bu hak, vazgeçilmez nitelikte ortaksal bir haktır. Ortaklık
sözleşmesinde getirilecek kurallarla bu hakkın ortağın elinden alınması
olanaksız olduğu gibi, çıkma durumu için bir cezai şart da kararlaştırılamaz.
Haklı sebeple çıkma davasının açılabilmesi için, haklı sebep teşkil eden bir durumun varlığı şarttır. Dürüstlük kuralı uyarınca hukuki ilişkinin devamını ortaktan beklenemeyecek şekilde çekilmez kılan sebepler, haklı sebep olarak kabul edilmektedir. Çıkma için haklı sebep teşkil eden durumlar, ortaklıktan kaynaklanabileceği gibi, ortakların birbiriyle ilişkilerinden de ortaya çıkabilir. Hatta davacı ortağın şahsında da haklı sebep gerçekleşebilse de söz konusu haklı sebebin ortağın kusuruyla ortaya çıkmaması zorunludur. Ortağın bizzat kusurunun bulunduğu haklı sebeplere dayanması, doğruluk ve güven kuralına aykırı olur.
Haklı sebeplere örnek olarak; şirketin kötü yönetilmesi, sürekli zarar etmesi, uzun zamandan beri kâr dağıtmaması, ortaklık amacının değiştirilmesi, ortakların birbiri ile olan ilişkilerinin birlikte çalışmayı imkânsızlaştırması, ortaklar arasında güven ilişkisinin zedelenmesi verilebilir.
Çıkma davası inşai nitelikte
olduğundan verilen karar ancak kesinleşmekle iç ilişkide sonuçlarını
doğuracaktır.
İhtiyati tedbir (638/II): Çıkma
davasında karar kesinleşmekle sonuçlarını doğuracağından kural olarak, ortağın
hak ve borçları çıkma kararı kesinleşene kadar devam etmektedir. Bu nedenle
haklı sebeple çıkma talepli davanın açılmasından kararın kesinleşmesine kadar
geçen süre içerisinde, mahkemeye dava süresince davacı ortağın haklarının zayi
olmasını engelleyebilecek ve ortaklığı koruyabilecek önlemleri alabilme olanağı
tanınmıştır.
Düzenlemeye göre: Mahkeme talep üzerine dava süresince
davacı ortağın ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tamamının
dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla
diğer önlemler alınmasına karar verebilir.
Çıkmaya Katılma Yoluyla Şirketten Çıkma Hakkı:
TTK m. 639 hükmü ile çıkmaya
katılma kurumu düzenlenmiştir. Düzenleme gereğince; Ortaklardan birisi ortaklık
sözleşmesindeki düzenlemeye dayanarak çıkmak istediği veya haklı sebeplerden
dolayı çıkma davası açtığı takdirde, müdür veya müdürler gecikmeksizin diğer
ortakları bundan haberdar ederler. Diğer ortaklardan her biri; haberin
kendisine ulaştığı tarihten itibaren bir
ay içerisinde;
a) Ortaklık
sözleşmesinde öngörülen haklı sebep kendisi yönünden de geçerliyse kendisinin
de çıkmaya katılacağını müdürlere bildirmek
b) Açacağı
bir dava ile haklı sebepler dolayısıyla çıkma davasına katılmak hakkına
sahiptir.
Hakkın kullanılması için
öngörülen bu süre hak düşürücü niteliktedir. Bu nedenle süreye uyulup
uyulmadığı şirket veya mahkeme tarafından resen incelenecektir. Bu sürenin
geçirilmesi halinde çıkmaya katılma hakkı kullanılamaz.
TTK639/III’e göre çıkan ve çıkmaya katılan tüm ortaklara, kendi esas sermaye
payları ile orantılı olarak eşit davranılmalıdır. Çıkmaya katılmanın amacı; çıkan
ve çıkmaya katılan ortakların payları oranında ve özellikle aynı zamanda
ayrılma akçesini almalarının güvence altına alınması, eşit işlem ilkesinin
korunmasına hizmet edilmesidir.
3)Limited Ortaklıkta Çıkarma:
Limited ortaklıktan çıkarma;
bir ortağın iradesi dışında ortaklık sıfatının elinden alınmasıdır.
TTK640/I uyarınca; ortaklık sözleşmesinde bir
ortağın genel kurul kararı ile ortaklıktan çıkarılabileceği sebepler
öngörülebilir.
Ortaklık sözleşmesinde, belirli
sebeplerin gerçekleşmesi halinde, ortağın ortaklıktan mahkemeye
başvurulmaksızın doğrudan genel kurul kararıyla çıkarılabileceği
düzenlenebilir. Ortaklıktan çıkarma mutlaka ortaklık sözleşmesinde belirtilmiş
sebeplere bağlanmalıdır. Çıkarma hakkı, kuruluş esnasında veya daha
sonra sözleşme değişikliği ile tanınabilir. Ancak bir ortağın ortaklıktan
çıkarılma sebeplerinin sonradan ortaklık sözleşmesine konabilmesine ilişkin
sözleşme değişikliği, ortaklık sermayesini temsil eden tüm ortakların genel
kurul toplantısında oy birliğiyle karar almasıyla mümkündür.
Ortaklık sözleşmesinde hükme
bağlanan çıkarılma nedenlerinin yeterli açıklıkta düzenlenmesi gerekir. Açık
olmayan şartlar şüphe halinde ortaklık aleyhine yorumlanır. Ancak çıkarılma
sebeplerinin haklı sebep niteliğinde yani ortaklık ilişkisini çekilmez hale
getiren sebepler olması gerekmez.
Ortağın çıkarılmasına ilişkin karar alınması genel kurulun devredilemez yetkilerindendir. Kanun koyucu genel kurulun bu kararını TTK621/h ile önemli kararlar arasında sayılmıştır. Çıkarılma kararı, toplantıda temsil edilen oyların üçte ikisinin olumlu oyu ile alınmalı ve bu oylar en azından oy hakkı bulunan sermayenin salt çoğunluğunu temsil etmelidir. Kural bu olmakla birlikte şirket sözleşmesinde, çıkarma kararının alınması için daha ağır bir nisap öngörülmesi de mümkündür.
TTK640/II uyarınca, çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içerisinde iptal davası açabilir.
Ortak; sözleşmedeki şartların gerçekleşmediği, çıkarma kararının dürüstlük kuralına veya eşit işlem ilkesine aykırı olduğu, kararın usulü açıdan geçerli olmadığı gerekçeleri ile genel kurul kararının iptalini isteyebilecektir. Açılacak iptal davası TTK m. 445 hükmünden farklı olarak genel kurul kararının alındığı tarihten itibaren değil, bu kararın ortağa noter aracılığıyla tebliğinden itibaren işlemeye başlayacak olan üç aylık hak düşürücü süreye tabidir. Ortağın TTK m. 446 hükmünden farklı olarak bu genel kurul kararına olumsuz oy vermiş ve tutanağa geçirtmiş olması da aranmaz.4
4)Haklı Sebeplerin Varlığı Halinde Ortağın
Çıkarılması (TTK m. 640/3)
Bu düzenlemeye göre; ortaklığın istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak ortaklıktan çıkarılması olanaklıdır. Bu halde önce şirket tarafından ortağın çıkarılması için dava açılması yönünde bir genel kurul kararı alınacak ve bu karara dayanılarak mahkemeden ortağın çıkarılması talep edilecektir. Genel kurul bu kararı ağırlaştırılmış yetersayılarla alacaktır. Bu kararda haklı sebeplerin neler olduğunun da belirtilmesi gerekir. Mahkeme tarafından sadece genel kurul kararında belirtilmiş sebeplerin haklı sebep niteliğinde olup olmadığı incelenecektir. Genel kurul kararında belirtilmeyen sebeplerin davada ileri sürülmesi halinde ise bu sebeplerin incelenmesi mümkün değildir.
Ortağın ortaklıktan çıkarılması için gereken temel şart haklı sebeptir. Ortak kendi şahsında veya davranışında ortaya çıkan haklı sebeplerle, ortaklık amacına ulaşılmasını olanaksız kılıyor veya önemli ölçüde amaca ulaşılmasını engelliyor ya da ortağın şahsı ve davranışı onun ortaklıkta kalmasını diğer ortaklar bakımından katlanılamaz hale getiriyorsa, haklı bir sebebin varlığı kabul edilebilir.
638/II’de belirtilen talep üzerine mahkemeye dava süresince davacı ortağın haklarının zayi olmasını engelleyebilecek ve ortaklığı koruyabilecek önlemleri alabilme olanağı tanınması bu halde de geçerlidir.
Sonuç olarak: Limited şirketlerde haklı sebeplerin varlığı halinde çıkma veya çıkarma her zaman mümkünken esas sözleşmede düzenlenen sebeplere dayanılması durumu genel kurul kararıyla gerçekleşmektedir. Çıkma veya çıkarılmanın gerçekleşmesi ile ortak ve şirket arasındaki ilişki külliyen sona ermektedir. Külliyen ayrılma ile ortaklık sıfatı sona ermekte, ayrılan ortak şirkete karşı üçüncü kişi konumunda olmaktadır.