Anonim ortaklıkta alınan genel kurul kararları, hukuki işlem niteliğini haiz olup, ortakların oy vermesiyle birlikte oluşur. Burada kararın bizzat kendisi hukuki işlem niteliğine sahip olup, ortakların oy vermeleri irade beyanı niteliğine sahiptir. TTK 622 hükmüne göre anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümleri kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanır.
Anonim ve limited şirketlerde
iptal davası, bireysel pay sahiplerinin çoğunluğa karşı koyabilmesine olanak
sağlayan, bu haliyle en önemli davalardan birisidir. Amaç, çoğunluğun haksız ve
yersiz kararlarıyla azınlığı ezmesine engel olmaktır. Hakim iptal edilebilir
kararları kendiliğinden gözetemez, kararın ortadan kaldırılabilmesi için
mutlaka kanunda belirtilen kişilerce iptal davası açılması zorunludur. İptal
edilebilir kararlar bakımından, dava açılarak iptal yolunda bir hüküm verilene
kadar, alınan genel kurul kararı geçerliliğini sürdürür. İptal davası açma
hakkı, vazgeçilemez bir pay sahipliği hakkı niteliğindedir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 445. Maddesinde iptal sebepleri olarak; genel kurul kararlarının
· kanuna,
·
ortaklık
esas sözleşmesi hükümlerine,
·
özellikle dürüstlük
kuralına aykırı olması durumları belirtilmiştir.
İptal davası açabilecek kişiler kanunun 446. Maddesinde belirtilmiştir.
1) Ortaklar: “Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz
oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten pay sahipleri”
İptal davasını özellikle pay sahipleri açabilir. İptal davası açma hakkı bireysel ortaklık hakkı niteliğinde bir haktır. Genel kurula katılan pay sahipleri olumsuz oy kullanmaları ve muhalefet şerhlerini toplantı tutanağına geçirtmeleri şartıyla genel kurul kararlarına karşı dava açabilirler. Burada muhalefetin kararın alınmasından sonra toplantı tutanağına yazdırılması gerekir. Kararın alınmasından önce, peşinen verilen muhalefet kayıtları geçerli değildir. Çekimser oy kullanan kimse iptal davası açamaz.
2) Katılım dikkate alınmaksızın pay sahipleri:
Toplantıda hazır bulunsun veya
bulunmasın, olumsuz oy kullansın veya kullanmasın;
·
Çağrının usulüne uygun yapılmadığını,
·
Gündemin gereği gibi ilan edilmediğini ,
·
Genel kurula katılma yetkisi bulunmayan
kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılarak oy kullandıklarını,
·
Genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız
olarak izin verilmediğini ileri süren pay sahipleri iptal davası açabilir.
Etki meselesi: Bir pay sahibinin yukarıda sayılan sebeplerle bir genel kurul kararına karşı iptal davası açabilmesi için o pay sahibinin söz konusu ihlalin kararın alınmasında etkili olduğunu ispat etmesi gerekir. Etki kuralı eğer söz konusu aykırılık olmasaydı genel kurulun o kararı alamayacağı olgusu olarak tanımlanmaktadır.
3) Yönetim Kurulu: Ortaklar yanında yönetim kurulu da kurul halinde iptal davası açabilir. Şayet yönetim kurulu birden fazla üyeden oluşuyorsa, bu durumda bunların ortaklık organı olarak iptal davası açabilmesi için TTK390’a göre, karar alması gerekir.
4) Yönetim Kurulu üyeleri: Anonim ortaklıkta birden fazla yönetim kurulu üyesi var ve alınan genel kurul kararının yerine getirilmesi, herhangi bir yönetim kurulu üyesinin kişisel sorumluluğuna neden olacaksa, bu yönetim kurulu üyesinin bu sıfatıyla tek başına iptal davası açabilmesi olanaklıdır.
Süre: İptal davası, üç aylık hak düşürücü nitelikteki sürede açılmalıdır. Öngörülen üç aylık süre genel kurul kararının alındığı andan itibaren işlemeye başlar. Üç aylık hak düşürücü sürenin geçip geçmediğini mahkeme, resen dikkate alır.
Görevli ve yetkili mahkeme:
İptal davasının açılacağı görevli ve yetkili mahkeme, davanın açıldığı tarihte ortaklık merkezinin bulunduğu yerdeki
asliye ticaret mahkemesidir. Bu şekilde ortaklık merkezini esas alan yetki
kuralı, kamu düzenine ilişkindir, resen dikkate alınması gerekir.
-İptal davası açılırsa yönetim kurulu, böyle bir dava açıldığını ve davanın duruşma gününü, usulüne uygun olarak ilan eder ve varsa ortaklığın internet sitesine koyar. Bu düzenlemenin getirilmesinin nedeni, diğer ortakların iptal davası açıldığından ve duruşma gününden haberdar olmalarını sağlamaktır. Çünkü bu kişiler feri müdahil olarak bu davaya katılabilirler.
-Üç aylık hak düşürücü sürenin geçmesinden önce, iptal davasının görülmesine başlanamaz. Şayet birden fazla iptal davası açılırsa, bu açıdan davalar birleştirilir. Böylelikle kanun koyucu mahkemelerden birbirinden farklı kararlar çıkmasına engel olmak istemiştir.
Teminat: Mahkeme ortaklığın talebi üzerine muhtemel zararlarına karşı davacıların teminat göstermesine karar verebilir. Teminatın miktarını ve niteliğini mahkeme belirler. Teminat istemek ortaklığın talebine bağlı tutulduğundan, ortaklık talep etmezse, mahkeme de teminat yatırılmasına karar veremez. Ancak mahkeme ortaklık teminat talep etse bile, yine de teminat yatırılıp yatırılmayacağı hususunda bir takdir yetkisine sahiptir.
-Genel kurul kararları iptal edilinceye kadar geçerliliğini sürdürür. Genel kurul kararı aleyhine iptal davası açıldığı takdirde, mahkemece yönetim kurulunun görüşü alındıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilebilir. Burada mahkemeye yönetim kurulunun görüşünü alma yükümünün getirilmesinin nedeni, alınan kararın yürütülmesinin geri bırakılmasının, anonim ortaklığın işleyişini engelleyebileceği düşüncesidir.
Tazminat: Genel kurul kararlarına karşı kötüniyetli iptal davası açılırsa, davacılar bu sebeple ortaklığın uğrayacağı zararlardan müteselsilen sorumlu olur. Buradaki kötüniyetten kasıt, davacıların genel kurul kararının iptal edilmeyeceğini bile bile, sırf ortaklığa zarar vermek amacıyla kasten dava açmalarıdır.
Sonuç olarak: İptal davası
inşai bir davadır. Genel kurul kararının iptaline ilişkin mahkeme kararı,
kesinleşmesinden sonra bütün pay sahipleri bakımından hüküm ifade eder. İptal
kararının kesinleşmesiyle birlikte, genel kurul tarafından alınan karar,
geçmişe etkili olarak alınma tarihinden itibaren ortadan kalkar.